Size bu yazıyı yazarken bir Eğitim Teknoloğu olarak Yerli ve Milli işletim sistemimiz Pardus’ta görev yapmaktayım. Kabul edersiniz ki, bazı insanların hayatlarına Linux dağıtımları, sevginin değiştirici ve dönüştücü etkisiyle eş değer bir etkiyle giriş yapıyor.

Biraz lise yıllarımda Pardus ile tanışmam ve hayatımın nasıl değiştiğini anlatmak istiyorum. Bilirsiniz, gençken yaptıklarınız gelecek hayatınızı şekillendirir derler. Pardus ile tanışmam ve onu daha derinlikli keşfetme çabalarımın, gölgesi devam etmekte ve açıkçası bu durumdan hiç de şikayetçi değilim.

Pardus ile ilk karşılaşmam, bilgisayarımın donanımsal özelliklerini değiştirmeyi deneyip-öğrenmeye çalıştığım 2008 yılına denk geliyor, komşumuzun evinde ilk kez başka bir işletim sistemi görüyordum, üstelik virüs gibi dertleri olmadığı söyleniyordu, denemek için içimde duyduğum heyecanı kelimelerle anlatmak biraz güç maalesef, hala o heyecanı kalbimin bir yerinde taşıyorum. O sıralar, Anadolu Teknik Lisede okuyordum ve okulda öğreneceklerimin bana yeteceğini düşünüyordum. bilmediğim önemli bir nokta vardı, bilgi açık bir deniz ve öğrenme yolculuğu bir ömür boyu sürüyor, bunu kavramamda Pardus’un etkisi çok ama çok büyük. Zihnimdeki bu yapının değişmesine ve etkisi hala süren bir yapılanmaya sebep oldu, o kadar ki, teknik blog okuma, podcast dinleme gibi alışkanlıklarımın hepsini Pardus’a borçluyum.

Yıllar içinde farklı farklı işletim sistemleri ve yapılar kullandım, bunu net bir dille ifade etmek isterim ki, Pardus daima, Türkçe desteğiyle ve tüm ihtiyaçları karşılamasıyla her zaman bambaşka bir yerde oldu.

Her gün okuldan koşarak gelip, Podcastlerini dinlemek, blog yazılarını okumak, uçbirim’i açarak komutları çalıştırmaya çalışmak benim için büyük eğlence ve öğrenme kaynaklarıydı. O zamanlar odamda bulunan bilgisayarımda okuduğumuz blog yazıları hakkında annemle sohbet etmek, Pardus 2009 için gün saymak, bunlar benim için en keyifli anılar. Özellikle Bilim Teknik dergisinin içinden çıkan dev “Pardus nasıl kurulur?” posterleri odamın duvarlarını süslerken, Pardus’un bazı kısımlarını Python ile geliştirilmiş diye cümle duyduğumu ve Python öğrenmem gerektiğini düşündüğümü, o sırada öğrendiğim Visual Basic ile Pardus’ta geliştirme yapamadığım için çok üzüldüğümü hatırlıyorum.

2010 Yılında Bilkent Üniversitesi yerleşkesinde gerçekleşen, Pardus Günlerinde, Rahmetli Mustafa Akgül ile tanışıp, yazılım ve Linux dünyasına dair bir çok kıymetli şey öğrendiğim o etkinlikte, yolumun Pardus ile kesişmesini dilediğimi hatırlıyorum. Mustafa Akgül hocamızı andığımız, Podcast bölümünü buradan dinleyebilirsiniz.

Yıllar içinde birçok dağıtım kullanıp, kendimi geliştirmeye zorlarken Pardus ekibinden tanıştığım her kişiye merakımı anlatmaktan da geri durmadım. Bu merak ve sevgi bilgi anlamında hem de çevre kazanmam konusunda oldukça etkili oldu.

Benim Pardus’la yolumun kesişmesi ve hayatımı iyi yönde şekillendirmesine katkıları oldukça önemli olsa da, tüm ekip arkadaşlarıma ve Pardus gönüllülerine, şahsım adına teşekkür etmeliyim, bu ekosistem, bir eğitim teknoloğu olarak beni besliyor ve geliştiriyor.